Basın Açıklaması

ÇİFTLİK HAYVANLARI HEKİMLİĞİ DERNEĞİ BAŞKANI PROF.DR. HASAN BATMAZ’IN ŞARBON HASTALIĞI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI

Image

ŞARBON (ANTRAKS) HASTALIĞI NEDİR? NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Şarbon hastalığı Bacillus antracis adı verilen bakteri tarafından tüm sıcak kanlı hayvan ve insanlarda oluşan öldürücü bir hastalıktır. Hayvanlardan insanlara geçen en önemli ve tehlikeli hastalıkların başında gelir, yani önemli bir zoonoz’dur. Ancak insanlarda geçikmemiş olgularda tedavisi olan bir zoonozdur. Şarbon mikrobu Gram pozitif olup, etkenin vegetatif ve spor formu bulunur. Etken 15-40 °C’da aerobik ortamda sporlaşır. Sporları dış ortamda 30 yıla kadar uzun süreli dayanıklıdır. Bu nedenle bir bölgede şarbon hastalığı çıktığı zaman tedbirler iyi alınmazsa o bölgede uzun yıllar hastalık çıkma riski bulunur.
Hastalığa bütün sıcak kanlı hayvanlar duyarlı olmasına rağmen sığır, koyun ve keçiler en duyarlıdır. Tropikal ve ülkemiz gibi subtropikal bölgelerde bol yağış alan ve toprağı zengin bölgelerde en yaygın görülür. Dünya Salgınlar Örgütü (OIE) listesinde de önemli hastalıklar listesinde yer alır. Klinik olayların çoğu mera döneminde oluşur.

Enfeksiyon kaynağı ölenlerin otopsi yapılması, hastaların akıntılarının toprağı bulaştırması, tabakhane atıkları, kontamine hayvan derisi ve kemik unları, taşıyıcı yabani hayvanlar, kontamine yem kamyonları, hatta kan emici ve sokucu sineklerin bulaştırma olasılığı olarak sayılabilir. Antrakslı hayvanlar ölümden 1-2 gün önce süt, dışkı ve idrarları ile basil çıkarırlar. Ölen hayvanların meralarda kalması sonucu yırtıcı kuşlar ve hayvanlar tarafından parçalanması, kuşlar, yağmur ve sel sularıyla uzaklara ve diğer meralara bulaşması söz konusudur.

Bulaşma başta sindirim yolu, bazen solunum ve deri (özellikle yara vb. yerlerden) yolu ile olur.
Antraksın sığır, koyun ve keçi sürülerinde görülme oranı çok değişik olabilir, az sayıda hayvanda (%1-5 gibi) olabildiği gibi, kontamine yemlerin yedirilmesinde veya yüksek riskli meralarda otlatılan hayvanlarda ya da sürüde hastalık çıktığında geç haber verildiğinde yüksek oranda ortaya çıkabilir. Hastalığa yakalananlarda ölüm oranı ise %90-100 dolayındadır. Hastalığın kuluçka süresi 7-14 gün arasında değişir.
Sığır, koyun ve keçilerde bazen çok hızlı seyreder, 1-4 saat içinde öldürür ve bu formda çoğu kez hayvan ölü bulunabilir. Çoğunlukla da 4-48 saat içinde oluşan akut formda seyreder. Bunlarda iştahsızlık, durgunluk, 40-42 C ateş vb. çok önemli hastalık belirtileri bulunur. Bu formdaki hayvanlar da 1-2 gün içinde ölürler.
Şarbon mikrobu Bacillus antracis dış ortamda sporlanıp uzun süre yaşadığından çevrede hastalık riskini artırmaması bakımından şarbonlu veya şarbon şüpheli hayvanlar kesilmemeli ve öldükten sonra otopsi yapılmamalıdır.
Hayvanlarda hastalık çıktığında en kısa sürede Veteriner Hekime haber verilmelidir. Hastalık çıktığında veya şüphelenildiğinde ilk yapılacak iş illerde Tarım ve Orman Bakanlığı İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüklerine, ilçelerde ise Tarım ve Orman Şube Müdürlüklerine haber verilmelidir. Böylece hastalık çıkan odakta en kısa sürede karantina uygulanmalı ve hastalık çıkan odakta hastalık belirtisi göstermeyen sağlam hayvanlar ile çevredeki sığır, koyun, keçiler, mandalar, develer ve hatta atlar ve çevrede varsa domuzlar aşılanmalıdır.
SON GÜNLERDE NEDEN ŞARBON HASTALIĞININ ADINI DAHA ÇOK DUYDUK?
Birincisi Ankara Gölbaşında çok sayıda hayvanın olduğu bir çiftlikte ithal edilen besi sığırlarında 150 dolayında hayvanda şarbon hastalığının çıkmasıdır. İkincisi Kurban Bayramı dolayısıyla kontrolsüz alınan ve kesilen hayvanlardan insanlara bulaşmasıdır. Bu durum Kurban Bayramı dışında da hasta hayvanların ölmesin diye zaman zaman kesilerek kendi ailesi ve çevresinde tüketilmesi sonucu basında yer almaktadır. Nitekim bu yıl basında Trabzon, Kurban Bayramı sonrası da Ankara, Sivas ve İstanbul’da insanlara da bulaşan şarbon vakaları yer almıştır. Kurban Bayramı sırasında binlerce hayvanın kesimi sırasında bu olasılık artmış görülmektedir. Yine Kurban Bayramı sırasında binlerce hayvan bulunduğu ortamdan farklı şehirlere kesime götürülmüştür. Hastalık bütün dünyada ve ülkemizde zaman zaman küçük odaklar halinde görülmektedir.
HAYVANLARDA ŞARBON HASTALIĞI ÇIKTIĞINDA YAPILMASI GEREKENLER
Hastalığın zorunlu olarak ihbarı yapılmalı ve çıkan odaklara karantina uygulanmalı
Ölen hayvanların kadavralarının açılmadan su kaynaklarından uzak yere 2 m. kadar derine gömülmeli, üzerleri kireçlenmeli veya kadavraları yakılmalı
Hastalık çıkan bölgenin ve çevresinin uygun dezenfeksiyonu yapılmalı
Ot ve yemlerden şüphe ediliyorsa bunlar yakılarak imha edilmeli
Atıklar düzensiz atılmamalı, kontrol altına alınarak yakılmalı, leş yiyen hayvanların kontrolüne önem verilmeli
Aşılanan hayvanlar en erken 15 gün sonra meraya çıkarılmalı, hatta yüksek riskli meralar 3 yıl kadar kapatılmalı
Hastalık çıkan odakta hastalık belirtisi göstermeyen hayvanlar ve çevredeki sığır, koyun, keçiler, mandalar, develer ve hatta atlar ve çevrede varsa domuzlar aşılanmalı
Aşı yapılan hayvanların etleri 30 gün tüketime sunulmamalı
Takip eden yıllarda iki aydan büyük sığırlara en az 5 yıl, yılda bir kez aşı uygulanmalı, hatta hastalığın özellikle çıktığı odaktaki hayvanlara aşı en az 7-10 yıl gibi süre uygulanarak uzun yıllar şarbonun görülme olasılığı azaltılmalı

VATANDAŞ NE YAPMALIDIR?
Hayvan yetiştiricileri, hayvanları hasta olduğunda en kısa sürede Veteriner Hekime haber vermelidir. Bas

Her türlü hasta hayvanlarını kesip tüketmemeli ve bu etleri satmamalıdır.
Kesmeden ölen hayvanlarını da rastgele meraya ve dere gibi ortamlara atarak hastalığın daha sonraki dönemlerde çıkma olasılığını artırmamalıdır.
Sürüde ani ölen hayvanı olduğunda yine Veteriner Hekime haber vererek sürüde başka hayvanlarda hastalık, özellikle şarbon şüphesi veya belirtisi olan hayvanların olup olmadığını kontrol ettirmelidirler.
Sürüsünde şarbon çıkan veya bunların etleri ile temas eden ve yiyen kişiler en kısa sürede sağlık kuruluşlarına başvurmalıdırlar.
İnsanlar çevrede kontrollü mezbaha dışında kesilen hayvanların etlerini alarak tüketmemelidir.
İnsanlar etlerini Veteriner Hekim kontrolünün olduğu market ve kasaplardan satın alarak tüketmelerinde sakınca bulunmamaktadır.

Prof.Dr. Hasan BATMAZ
Çiftlik Hayvanları Hekimliği Derneği Başkanı